Günün Sözü

Taçsız Kral Metin Oktay'ın jübilesinde giydiği Fenerbahçe formalı resmi ile söylediği kendi gibi güzel bir sözü paylaşıyorum:
"Galatasaray'da kaptanlık yaptığım zamanlarda yazı-tura yapılacağı vakit hep tura derdim. Varsın Atam'ın silüeti yere değmesin."

Günün Golü

Dünkü Şampiyonlar Ligi maçında C.Ronaldo'nun havada asılı kalarak attığı gol önemi bakımından bugünkü Günün Golü köşesinde yerini alıyor.Tebrikler Air Ronaldo

Günün Sözü

Bill Shankly ne kadar  da doğru söylemiş:
"Hakemlerin sorunu nedir biliyor musunuz ? Kuralları biliyorlar ama futboldan anlamıyorlar."

Günün Golü

Günün Golü bölümüne pek uygun bir yayın olmayacak ama yarın madem Manchester United-Real Madrid karşılaşması var bu maçı hatırlamamak olmaz. Ronaldo'nun üçüncü golü de Günün Golü olsun sizin için...

Futbol Aşıkları

Benim gibi futbolu çok seven ve zamanının çoğunu futbolla geçiren insanlar için Brezilya=Ronaldo, Arjantin=Messi , Fransa=Zidane'dır. Resimde de güzel bir şekilde Avrupa kıtasını futbol gözüyle anlatmışlar.

Günün Sözü

Ülkemizin yetiştirdiği en değerli futbolculardan olan Arda Turan'ın sürekli değişen imajıyla ilgili düşüncesi;
"Tip olarak bir beklentim olmadığı için sürekli saçımı değiştirip duruyorum."

Günün Golü

Hugo Campagnaro'nun maçın 87. dk.sında attığı sıra dışı gol

Aktif Bayrak Adamlar

Futbol amatörlükten profesyonel düzeye geçtikçe, duyguların yerini para aldıkça kariyerini tek kulüpte geçiren futbolcu sayısı çok azaldı. En fazla saygı duyduğum oyuncu tipi olan böyle futbolcular, para yerine altyapılarından yetişip oynadıkları kulübün armasını tercih edenler... Listede olmayan Puyol gibi futbolcular da var aflarını isteyerek bu büyük futbolcuları sıralayalım:

1.) Daniele De Rossi

Listedeki en genç oyuculardan biri olan De Rossi(29) büyük ihtimalle kariyerini Roma'da tamamlayacak. Francesco Totti'den sonra pazubandı takması beklenen Rossi için taraftarın taktığı için "Capitan Futuro",yani gelecekteki kaptanımız. Roma formasıyla çıktığı 300'ün üzerindeki maçta 33 kere fileleri havalandıran İtalyan milli futbolcu, takımda daha çok yüzleri eskitecektir.

2. ) Xavi Hernandez

Barcelona'nın orta sahadaki maestrosu, oynadığı bölgenin belki de en iyisi. 18 Ağustos 1998'de Barcelona formasıyla ilk maçına çıkan Xavi, çıktığı 697 maçta 78 gol ve elliden fazla farklı oyucuya  verdiği 180 asiste imza attı. Çoğu uzmanın söylediği gibi her sene kendini daha da geliştiren Xavi, daha da uzun süre bu formayı terletecek gibi duruyor...

3.) Paul Scholes

Scholes genç yaşlardayken futbolda olduğu kadar krikette de yetenekliydi, ama o Manchester United için futbol oynamayı seçti. Teknik olarak müthiş yeteneklerle bezenmiş Scholes, pas yetenekleri ve vizyonuyla İngiltere'nin en yetenekli orta saha oyuncularından birisi.700'ün üzerinde profesyonel maça çıkan Scholes, 2011'de bitirdiği kariyerine antrenör olarak devam ederken, Sir Alex'in çağrısına kulak verip en iyi yaptığı işe geri dönmüştü...

4.) Rogerio Ceni

Sao Paulo forması giyen Brezilyalı kaleci kelimenin tam anlamıyla bayrak adam. Kariyerinde Sao Paulo formasıyla 1000'in üzerinde maça çıkan Ceni yüzün üzerindeki penaltı ve frikik golüyle de kaleci olarak en fazla golle buluşan isim durumunda. Omuz sakatlığıyla 6 ay sahalardan uzak kalacak Ceni, yakında çok sevdiği futbola veda edebilir...

5.) Bastian Schweinsteiger

28 yaşındaki Bayern Münihli futbolcu bu listenin en genç isimlerinden birisi. Kariyerinin henüz nerede biteceği meçhul olsa da, Bastian Schweinsteiger Bayern Münih için bir bayrak adam olarak görülmeye başlayalı uzun zaman oldu. Orta sahada dünyanın en iyilerinden olan Alman futbolcu, kulübüne şimdiden 5 Bundesliga şampiyonuluğu kazandırmış durumda ve büyük ihtimalle daha fazlası gelecektir...

6.) Steven Gerrard

.
Bu listedeki en sevdiğim isim ve efsane futbolcu Gerrard hem Liverpool'un hem de İngiliz milli takımının kaptanlığı yapıyor.500'e yakın maçta formamızı giyen Gerrard, kulübü hastalıkta ve sağlıkta yalnız bırakmadı. FA Kupası finali, Lig Kupası finali, Uefa Kupası finali ve Şampiyonlar Ligi finalinde gol atan tek futbolcu olan Gerrard,futbolculuğundan sonra da  Liverpool'un yüreği ve ruhu olarak saha dışında kulübe hizmet edecektir.

7.) Jamie Carragher

Listedeki ikinci Liverpool futbolcusu olan Jamie Carragher, kaya gibi sağlam defansıyla 700'ün zerinde maça çıktı ve hala kulübün ikinci kaptanı durumunda. Kariyeri boyunca Liverpool formasıyla sadece 3 gol atan Carra, geçtiğimiz günlerde sezon sonu jübilesini yapacağını açıklamıştı.Sahanın ofansif kısmında çok etkili olmayan Jamie, Liverpool forması giyen en iyi defans oyuncularından birisi olarak kabul ediliyor...

8.) İker Casillas

Listedeki ikinci kaleci Real Madrid'in ve İspanyol Milli takımının kaptanı İker Casillas. 500'e yakın çıktığı maçta Şampiyonlar Liginde en fazla forma giyen kaleci ve İspanya formasını en fazla giyen futbolcu rekorlarını da elinde bulunduruyor. 2011 sonunda milli takım ve kulüp takımıyla kazanılabilecek bütün kupaları kariyerinde kazanmış San İker, her ne kadar kulüpte sorunlar yaşamış olsa da bu formayı bırakıp gitmeyecektir.

9.) Francesco Totti

PES oynarken herkesin bir My Player kaydı vardır, benim de oynarken gol sevincimin ilham kaynağı Totti de sıra. 600'ün üzerinde maça çıkan Totti, bayrak adamlar içinde bile ayrıcalıklı bir sıraya sahip olabilir çünkü kendisi teknik adam gönderip alabilir. Roma tarihinin en fazla forma giyen ve en fazla golünü kaydeden isim olan Totti, kazandığı 5 Yılın İtalyan Futbolcusu ödülüne diğerlerini de eklemek için daha çok oynayacağa benziyor.

10.) Ryan Giggs

Listenin en yaşlısı Ryan Giggs(39) Manchester United'da hala mükemmel futbol oynamaya devam ediyor. Teknik kapasitesi ve orta sahayı kontrol edebilme yeteneği çok iyi düzeyde olan Galli futbolcu, İngiltere futbol tarihinde en fazla kupa kazanan isim olarak göze çarpıyor: 12 Lig Şampiyonluğu, 4 FA Kupası ,3 Lig Kupası ve 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu. Kırmızı Şeytanlarda forma giyen en iyi futbolcu olma yönünde hızla ilerleyen Giggs hem bu yaşta hala forma bulmasına neden olan profesyonelliğiyle, hem de kariyeri boyunca sadece tek takım forması giyecek kadar büyük amatörlüğüyle genç futbolcuların örnek alabileceği futbolcuların başında geliyor.                                             (Kaynak:footballblogs)

Matrix Messi

Adidas 2012 Ballon d'Or galibi Messi'nin dijital bir uygulamasını yapmış: Messi Matrix ...
Uygulamada Messi hakkındaki bilgileri, istatistikleri ve başarılarını hızlı ve eğlenceli bir şekilde öğreniyorsunuz.
Messi Matrix 2012, başarılı oyuncunun topla kaç kere oynadığından tutun hangi dünya rekorlarını kırdı ona kadar içeriyor.

Uygulama Messi'nin 2012 yılı içerisinde oynadığı bütün maçlardan bizlere bilgi sunuyor: Arjantin Milli Takımı, La Liga, Şampiyonlar Ligi, Kral Kupası ve İspanya Süper Kupası...
Sadece küçük bir örnek vereyim: Uygulamanın bilgi bölümünde Messi'nin La Liga'da kullandığı 10 penaltının hepsini de gole çevirdiğini öğrenebiliyoruz. Messi ve futbol hayranları için gayet güzel zamanlar geçirilebilecek bir site...

Günün Sözü

Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu Diego Maradona Messi ile C.Ronaldo'yu sürekli kıyaslayanlara seslenmiş:

''Messi'yi ya da Ronaldo'yu tutacağınıza ikisini de tutun, futbolun zevkini yaşayın.'' 

Günün Golü

Wahbi KHAZRI'nin dün PSG karşısında güzel bir gole imzasını attı...

King Carra

Liverpool'un milyonlarca taraftarından sadece biri olmamı sağlayan futbolculardan çoğu yukarıdaki karede bulunuyor,biri hariç: Steve McManaman...Kupa elinde, takım arkadaşlarıyla kupanın tadını çıkaran Jamie Carragher; 1996 yılında giymeye başladığı bu kutsal formayı 700'ün üzerinde terlettikten sonra bu sene sonunda futbola veda edeceğini açıkladı. Çok yetenekli olmayan ama her maç yüreğini ortaya koyan, tekmeye kafayı uzatan bir defans oyuncusu olan Carragher tamamı Liverpool'da geçen kariyerinde 1 Şampiyonlar Ligi, 1 UEFA Kupası, 2 Avrupa Süper Kupası, 2 FA Kupası,2 Lig Kupası ve 2 Community Shield kazandı.
Doğma büyüme Liverpoollu olan efsane futbolcu, küçükken Everton taraftarı olmasına rağmen altyapı olarak ezeli rakibi Liverpool'u seçti. Zamanında kendisine "Liverpool'dan daha büyük bir kulübe gitmek ister mi?" diye sorulmuş ve kendisi de "Liverpool'dan daha büyük kim var ki?" diyerek taraftarın kalbindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Belki kendi kalesine attığı gol sayısı rakip takıma attığından daha fazla olabilir ama Premier Lig tarihinde oynadığı maçlarda takımının  gol yemeden maçı bitirmesi konusunda kendisinden daha iyi sadece iki oyuncu vardır: Lampard ve Giggs...
Liverpool taraftarlarının çok sevdiği Jamie Carragher hakkında bir de bestesi var:

                

Günün Sözü

Frank Rijkaard Galatasaray'ı çalıştırdığı dönemde basın tarafından çok eleştirilmişti. Onun ise Türk futbolu hakkındaki düşüncesi:
"Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda. Ama hiçbir şeyden tam yok"

Günün Golü

Javier Umbides'in geçen hafta sonu Gençlerbirliği karşısında attığı güzel gol...    

iPhone Çocukları

Çocukluğumda gündüzlerin tamamını sokakta, parkta,cami avlusunda,tarlada kısacası bulduğumuz her yerde futbol oynayarak geçirirdik. Her şey futboldu bizim için. Mahalledeki farklı sitelerin çocukları birbirine rakip olur, biri kendi sahanda biri onların sahasında olmak üzere maçlar yapar ve bir de bunların listesini tutardık,biz seride 5-3 öndeyiz vs. Biz saatlerimizi dışarıda harcarken sitede tek tük de olsa evinde atari karşısında zamanını geçiren çocuklar olurdu. Bunlar ortamdan dışlanır, arada sırada top oynamaya geldiklerinde kadroya alınmazdı.
Şimdi ise her şey tamamen tersine döndü. Çocuklar ya ellerinde telefon ya da pc karşısında en güzel zamanlarını harcıyorlar. Değil mahalle maçları yapmak, ekmeğe gitmek için bile sokağa çıkmaya üşeniyorlar. Eve gittiğimde, zamanında bizim "Düşler Tiyatro"muz olan sahada şimdi bir iki çocuk görünce mutlu oluyorum. Artık ortamı belirleyenler takım kaptanları değil, Facebook'da en fazla arkadaşı, Twitter'da en fazla takipçisi olanlar, ne yazık ki...

Günün Sözü

Joey Barton Brezilya'nın süper yeteneği Neymar hakkında dünkü İngiltere-Brezilya maçı sırasında çok abartılmış futbolcu demişti.

Neymar da maçtan sonra "Joey Barton kim?Tanımıyorum." diye cevap verince bizim asabi, hırçın ama bir o kadar da sevdiğimiz Joey Barton şunu söylemiş:
"Eğer Amazon Ormanları Ligi'nden ayrılmaya karar verirse ona kendimi tanıtırım."

Günün Golü

Juan Carlos Garcia rövaşatayla golü atarken kaleci yerinden kıpırdayamamış...

İslam Çupi

Yarın ölümünün 12. yıl dönümünde anılacak İslam Çupi ile ilgili güzel bir yazı yazmak isterdim ama onu benim basit kelimelerimle anlatmak imkansız.Ruhu şad olsun. Onun yazısından bir alıntı:
"Türkiye'de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Stadlar Türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz..."

Günün Sözü

Bir çok futbolcunun idolü Zinedine Zidane El Fenomeno hakkında konuşmuş:

''Oğlumla evimin bahçesinde futbol oynarken ikimiz de en sevdiğimiz futbolcular olurduk. Oğlum ben olurdu, ben ise Ronaldo.''

Günün Golü

Sunday Mba'dan güzel bir gol...

FA Cup Sergisi

İngiltere'de bugünlerde güzel bir organizasyon var. Budweiser firması taraftarların FA Cup ile ilgili herhangi bir anı fotoğraflarını toplayıp bunlardan oluşan bir film yapacak. Gönderilecek fotoğraflar turnuvanın ilk turundan da olabilir, yarı final maçından da bir anı olabilir. Fotoğrafta bir barın yanında olabilirsiniz, stadda olabilirsiniz ve ya alkolden sızmış bir vaziyette yerde yatyor bile olabilirsiniz. Çekilen fotoğraflar #tothedream etiketiyle ve ya firmanın Facebook adresine gönderilebiliyor. Fotoğraflardan oluşan film ise FA Cup finali başlamadan önce ESPN/ITV'de yayınlanacak. Firma bir de uyarı yapmış: Gönderilen fotoğraflardaki kişiler 25 yaşından büyük olmalı ve ya öyle gözükmelidir...

2005 İstanbul

2005 Şampiyonlar Ligi Finali futbol severler için çok özel maçlardan biridir, özellikle Liverpool taraftarıysanız. İstanbul'da oynana karşılaşmada ilk devreyi Milan karşısında 3-0 yenik kapatan İngiliz takımına  motivasyon konusunda en iyilerden biri olarak kabul edilen Fatih Terim bile  şans vermiyordu. İkinci yarıda ise tarihin en önemli geri dönüşlerinden biri yaşanacak ve Liverpool bulduğu 3 golle maçı uzatmalara götürecek, uzatmalarda da eşitlik bozulmayınca penaltılarda  İtalyan rakibine 3-2 üstünlük sağlayan Liverpool kupanın sahibi oluyordu. Resimde ise maçın taktik tahtası verilmiş. Maçı annemin izlediği dizi yüzünden mutfakta ve 37 ekranda izlemek zorunda kalan babamla ben ise onun Milan'ı, benim ise Liverpool'u tutmam nedeniyle rakip olmuştuk. İlk yarı sonundaki babamın yüz ifadesi beni delirtmişti. İkinci yarıda ise kaptan Steven Gerrard'ın bulduğu gol ile maçı kazanacağımıza bütün kalbim ile inanmıştım. Gerrard'ın golden sonraki haline bakılırsa inanmayan utansın...

Günün Sözü

Günün sözü PSG'nin yetenekli olduğu kadar aykırı forveti Zlatan İbrahimoviç'ten takıma yeni transfer olan David Beckham için geliyor:

""Beckham transferiyle beraber PSG sadece daha güçlü bir takım haline gelmedi, ayrıca daha yakışıklı oldu."

Günün Golü

Gareth Bale Norwich City maçında orta sahada aldığı topu rakip kalede bitiriyor.

Günün Sözü

Gerek yok çok bir şey söylemeye, her şeyi o kadar güzel anlatmış ki...

Neymar(!)

Pele tarafından dünyanın en iyisi olarak gösterilen Neymar, dans yeteneklerini sergilemiş. Büyük yetenek ama büyük apaçi kendisi...

Steven Gerrard

Steven Gerrard 2012 yılı İngiltere Milli Takımı oyuncularının en iyisi seçildi. Kaptan, Euro 2012'de takımını çeyrek finale taşırken mükemmel top oynamıştı. Geçen Kasım'da Norveç ile oynanan  maçta 100. kez milli formayı terleten Gerrard, bu ödülü 2007 yılından sonra ikinci defa kazandı. Hakkında söylenecek o kadar söz var ki, benim aklıma gelen tek şey: "You will never walk alone."

Günün Golü

Dün 2-2 biten Manchester City-Liverpool maçında mükemmel bir gol atan kaptanımız Steven Gerrard...

Sami Ağabeyin Kaderi

Her futbol aşığının olduğu gibi bizim de bir halı saha keyfimiz var. Herkesin bütün hafta beklediği pazartesi 6-7 maçlarında millet bütün enerjisini tüketir haftanın diğer günlerinde de maçın kritiği yapılır.Bugünkü maçla ilgili de bir şeyler karalayayım istedim.
Sami abi 8-9 maçtır süren şanssızlığını bu maç kırmak istemiş ama bana göre yine kötü bir kadro kurmuştu. Rakip takımın kalecisi Gökay abi her maç güven veriyor, defansı  sağlam oynayan adamlardan oluşuyor, forvet hattında ise Ömer'in önünde iki hareketli kişi göze çarpıyordu.
Bizim takımda ise kalede ben birkaç maçtır kötü oynarken, defansta ise Serdal ve Ogün abi gibi iki dağınık futbolcu ve Sami abi gibi ağır ama sağlam bir hat vardı. Maçtan önce Okan abiden Selçuk İnan tarzı oynamasını istemiştim onun yanında Sercan abi ve ileride yıpratıcı Gökhan oynayacaktı. Evdeki hesap yine çarşıya uymadı.
Sercan abinin solda oynaması gerekirken ortaya yakın oynaması, Serdal'ın forvetin yaptıklarını beğenmeyip ileriye çıkması ve çıkarken yaptığımız basit hatalarla ilk yarım saat dolarken skorda sadece 2 farkla geride idik:4-2
Murat ve Kerem abinin bizim defansın arkasına sürekli yaptığı koşular ve yaptığımız kademe hataları sonucu kalemizde çok tehlike yaşadık. İleride ise bulduğumuz fırsatları kolayca harcıyor ve bir türlü organize olamıyorduk. Rakip ileri çıkarken forvetteki iki adamımız topun gerisinde olması gerekirken bir önceki pozisyonun etkisinde kalıyor defansa yardıma gelmiyordu. Böylece boşalan kanatlara ilk topu oynayarak ataklarını geliştirdi karşı takım. Sercan abinin evlendikten sonra eski formunu gösterememesi, Serdal'ın forvet hattındaki savruk oyunu Gökhan'ın yalnızları oynamasına neden oluyordu. Bu arada hakkını vermeliyim ki Ogün abi takımdaki en iyi performansı ortaya koydu.
Son on dakikaya girerken bizim takım moral olarak çökmüş, skor olarak 4 farklı geriye düşmüştü. Mahalle maçı tarzındaki oyundan sonra maç 7-4 bitti. Maçtan akılda kalan ise Serdal'ın rövaşata feyki verip yap(a)maması, Sami abinin Semih abiye yaptığı profesyonelce faul sonrası kendini Burak Yılmaz gibi yere atması, Mesut'un yeni saç tarzıyla devam eden tatlı sert oyunu ve haftalar sonra Sami abiye kabul ettirebildiğim halı sahada kaleci para ödemez konusuydu...

Heyecanın Kaybolduğu Anlar

Fenerbahçe Sivasspor'la karşılaşmadan önce heyecan doluydum,ameliyat olan annemin yanından yeni gelmiş, bu moral bozukluğunu galibiyetle atacağıma inanıyordum. Yeni transferlerin hepsi ilk 11'deydi iyi de başladık maça,Emre'nin etkisi ve hırsı,takımın ona ayak uydurması ilk dakikalarda üçüncü bölgede yer almamızın nedenleriydi. Son haftalardaki en formu düşük futbolcumuz(hala omzundan ameliyat olmayan) Volkan'ın Eneramo'nun vuruşunu içeri almasıyla bu sene çoğu kez olduğu gibi geriye düştük. Tempo iyiydi pozisyon da buluyorduk ama Egemen,Webo ve Kuyt'ın penaltıyı değerlendirememesi sonucu ilk yarıyı geride kapadık. Sivasspor golü bulduktan sonra kapanıyordu haklı olarak, ya ortadan 1-2 yaparak ya da topu kanatlara yayarak etkili olmamız gerekirken kanat diyebileceğimiz futbolcumuz yoktu sahada. İkinci yarı başlarken değişiklik de yapmadık ve aynı 11'le devam ettik. İlk yarıdaki gibi etkili pozisyon bulamasak da yeni transfer Ziegler'in sağ ayağıyla açtığı ortaya Webo iki kişi üzerinden kafayı vurdu ve golü yaptı. Golden sonra Aykut Hoca'nın yaptığı değişiklikler bana göre tartışılır. Ziegler sakatlanmış olabilir ama onun yerine oynayacak Hasan Ali tribünde,yerine ise sol bekte saatli bomba gibi oynayan Caner girdi. Sahada yokları oynayan üstüne penaltıyı da kaçıran Kuyt yerine Webo çıkıyordu, Semih oyuna girdi. Cristian gibi gamsız ruhsuz bir futbolcu yerine Emre de çıktı onun yerine de oyuna bu sene bir icraatını görmediğimiz M.Topuz oyuna girdi. Bu arada kalemizde bir iki tehlike de yaşadık, Bekir'in pas hataları ve Caner'in yumuşak savunması sonucu zor anlar yaşadık.Sakatlanıp dışarıya çıkacakken Sercan'ın sakatlanması sonucu oyuna geri dönen Eneramo'nun son dakikalarda attığı golle maçtan yenik ayrıldık. Evet söylenecek çok söz var: Verdiği transfer sözlerini yerine getirmeyen yönetim, takımın her geçen hafta geriye gittiğini görüp(!)  hiç bir çözüm üretemeyen Aykut Kocaman, hoca istifa ettiğinde senin suçun değil bizim suçumuz bundan sonra daha iyi olacağız diye söz verip sahada yoklarını oynayan futbolcular, son olarak da takım her yenildiğinde artık kendine yeni bir sayfa açan Alex'e tezahürat yapan taraftar(en suçsuz onlar tabii ki)... Belki matematiksel olarak şansımız hala devam ediyor, ama sanırım çoğu taraftar hiçbir şey beklemiyor artık. Birisinden duymuştum ve bence haklı: "Aykut Kocaman'ın biz Fenerbahçe taraftarlarına  kazandırdığı tek şey:Umutsuzluk."

Günün Sözü

Yazmaya devam ettikçe aklıma gelen fikirleri uygulamaya devam ediyorum. Futbol ve ya spor hakkında duyduğum güzel sözleri burada yayınlayacağım.İlk sözümüz ise Casey Stengel'den geliyor:

"Finding good players is easy. Getting them to play as a team is another story." 
Çat pat İngilizcemle çevirisi

"İyi futbolcuları bulmak kolaydır. İşin en zor kısmı birlikte oynamalarını sağlamaktır."

Günün Golü

Günün golü bölümü yerine aslında günün asisti olması gereken bir gol. Bu sene yokları oynayan Di Maria'nın
Guangzhou Evergrande karşısında mükemmel asisti sonrasında gelen gol Günün Golü bölümde yerini alıyor.

Günün Golü

2001 yılında Brescia'da top koşturan sonradan Juventus forması da giyecek Pirlo'nun pasıyla defansın arkasına hareketlenen Roberto Baggio top böyle kontrol edilir dersi vererek Juventus kalesini koruyan Van der Sar'ı geçerek topu ağlara yolluyor...(Kaynak:http://www.fourfourtwo.com.tr/)

Beckham'a Çılgın Teklif

Norveç 8. Lig kulüplerinden Ørn Kristiania geçtiğimiz günlerde PSG'ye transfer olan David Beckham'a bir teklif götürmüş. İlk önce takım hakkında bilgi verilirken ikinci bölümde teklif götüren takımlarla ekonomik olarak yarışmamız mümkün değil diye belirtilmiş.
Üçüncü bölümde ise teklifin içeriğinden belirtilmiş: 1 tane kulüp çantası , 1 tane kulüp kol düğmesi , 7 numaralı forma ve kulüp üyeliği.
"Oyuncularımız ve kulübün bulunduğu sosyal çevre bizim için herhangi bir para miktarından daha önemlidir." kısmı ise güzel olmuş...

Ocak Ayının En Pahalı 10 Transferi

2013 Ocak ayında gerçekleşen en pahalı 10 transfer:

1.  Lucas Moura-40 milyon euro-Sao Paulo'dan PSG'ye
2.  Willian-35 milyon euro-Shakhtar'dan Anzhi'ye
3.  Mario Balotelli- 20 milyon euro- Manchester City'den Milan'a
4.  Taison- 15.2 milyon euro- Metalist'ten Shakhtar'a
5.  Pato-15 milyon euro- Milan'dan Corinthias'a
6.  Daniel Sturridge-15 milyon euro-Chelsea'den Liverpool'a
7.  Samba-15 milyon euro- Anzhi'den QPR'a
8.  Yann M'vila-12 milyon euro-Rennes'den Rubin Kazan'a
9.  Wilfried Zaha-11.7 milyon euro-C.Palace'dan Manchester United'a
10. Loic Remy- 10.5 milyon euro- Olympique de Marseille'dan QPR'a

Günün Golü

Ariel Rojas'tan sansasyonel bir gol River Plate-Racing maçından

Demir Adam Puyol

İster Real Madrid taraftarı olun ister başka takımın, futbolu seviyorsanız yukarıdaki görüntü için Puyol'a saygı duyarsınız.Çarşamba günkü El Classico maçında tribünlerden gelen çakmağı yerden alan Pique- Türkiye'de oynayan her futbolcu gibi- Real Madrid'in ceza almasını sağlamak için hakeme göstermeye giderken kaptan Puyol Pique'nin elinden çakmağı alıp saha dışına attı ve git kendi işine bak der gibi işaret yaptı. Bayrak adamlara, takımı için her şeyi yapanlara saygım vardır, bu hareketten sonra Puyol'a olan saygım katlandı...

2014 Brezilya Dünya Kupası

2014 Dünya Kupası hepimizin de bildiği gibi Brezilya'da düzenlenecek. 12 Haziran-13 Temmuz 2014 tarihleri arasında düzenlenecek turnuvanın resmi posteri ise yukarıdaki olacak. İki futbolcunun top kapma mücadelesinin Brezilya haritası şeklinde anlatıldığı resimde ülkedeki hakim renkler ağırlıklı olarak kullanılmış.Gerçek Ronaldo (Luiz Nazario de Lima) ise konu hakkında :"Resmi poster Brezilya'yı ve Dünya Kupasını yurtta ve dünyada tanıtmak için önemli bir adım. Brezilya'nın modern, yenilikçi, sürdürülebilir, mutlu ve futbol konusunda büyük tutkusu olan bir ülke olduğunu anlatan mesajı iletmek de çok önemli." diyerek düşüncelerini belirtmiş.

Transferlerimiz

Bu transfer döneminde Karabük maçından sonra hocanın istifası ve geri dönüş süreci sonrası yönetimin açıklamaları doğrultusunda devre arası kampına 2-3 yeni transferin katılmasını bekledik. Ama iki-üç güne kadar kesinleşen bir transferimiz olmadı. Transferin son günlerinde takıma katılan isimler ise bu lige ve bize çok yabancı isimler değil: Emre Belözoğlu, Reto Ziegler ve Pierre Webo...
Çok detaylı inceleyecek değilim hepsi de çalışma etiği yüksek olan hiç bir zaman yatmayı düşünmeyen futbolcular, teker teker değinecek olursak Emre Belözoğlu takımın ruhsuz oyununa direk etki edebilecek, agresif futboluyla takımı canlandırabilecek ve defans ile orta saha arasındaki köprü vazifesini kurabilecek bir oyuncu. Tabii ki Aykut Hoca'nın takımı nasıl bir dizilişle maçlara çıkaracağını kestirmek güç ama bence orta saha hattı Topal-Meireles-Emre üçlüsünden kurulacaktır. Kısacası bana göre Emre çok yararlı olacaktır. (Hoca ile arasındaki sorunu aştıklarını düşünerek)
Reto Ziegler transferi üçlü içinde bana göre en anlamsız olanı. Satın alma opsiyonuyla beraber sezon sonuna kadar kiralanan İsviçreli oyuncu takıma yabancı değil, her zaman görevini yapmaya çalışan bir futbolcu ve geçen seneki son maçtan sonra gözyaşlarıyla taraftarın kalbinde yer edinmişti. Anlamsız olanı ise sol bek mevkisinde Hasan Ali var iken yabancı kontenjanını kullanacak ve HAK'dan artısı olmayan bir ismin transfer edilmesi. Caner'in sol bek oynadığında nasıl bir saatli bomba olduğunun hepimiz farkındayız ama Özgür Çek neden gönderildi ve ya illa transfer yapılacaktı neden yerli bir isim tercih edilmedi gibi sorular sorulabilir.
Üçlüdeki son isim ise İBB'den transfer ettiğimiz Pierre Webo. Sow'a bir şey olmasın diye dua ettiğimiz ligin ilk yarısından sonra Semih'in kupa maçlarında ufak da olsa kıpırdamasıyla rahatlamıştık. Bienvenü'nün gidişi ve Aykut Hoca'nın maçların bazı bölümlerinde iki forvet oynaması sonucu ihtiyacımız olan bir transferdi. 31 yaşındaki golcü lige uyum sağlamış, güçlü ve dinamik yapısıyla takıma katkı sağlayabilecek ve benim görüşüme göre soyunma odasındaki etkisi maçlardan daha fazla olabilecek bir futbolcu.
Liderin 5 puan arkasında bulunan ve üç kulvarda yarışan bir takım için bile oldukça geniş bir kadroya sahip olduk. Özellikler orta sahanın ortasında oynayabilecek 7-8 isim sayabiliriz. Yeni transferlerin takıma hayırlı olması, ligin geri kalanında ve Avrupa'da daha güzel günler geçirmemiz ve Salih ile başlayan genç akımının devam etmesi dileğiyle...